-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar

Bunalım anlarımda yazdığım şiirlerimden biri.Bir nevi sayıklama diyebiliriz.Bunun için düzensiz olduğu söylenebilir.Şiirin Bir kısmı Nietzcheye ait olmakla birlikte tamamen dışavurum şeklinde yazılmıştır.

Burda anlatılanın ne olduğunu merak eden varsa kısaca şu söylenebilir ki yalnızlığını aşık olduğu kadın uğruna terk eden bir adamın daha sonra populer kültürden kendisini soyutlayamamış bu kız tarafından terk edildiğinde kendi iç dünyasıyla hesaplaşması anlatılmaktadır.Tabi bu terk edilme adam üzerinde bir takım acılara bağlı depresyona sebep olmuş bir takım felsefik sonuçları beraberinde getirmiştir.Terkedilmenin ve hayatın felsefik sorgulaması içinde olan bu adam dünyaya, kıza duyduğu aşk üzerinden saldırmakta, sert bir isyan yoğun tepki duymakta, kendi değerleriyle "dünyanın günlük değerlerini" karşı karşıya getirmektedir.Bunun yanında adam kendine dönmek istediği halde duyduğu ızdırap buna izin vermemekte kendine güçlü olmak adına telkinlerde bulunmaktadır.Fakat nafiledir.Bu kısır döngü sürmektedir.

Güneşli, nemli,boğucu bir gün,
Çatlamış topraklar susuzluktan
Onursuz Topraklar dilenci gibi
Ağızlarını açmış su dilenmekte
Benden kimseye fayda yok
Uzaklaş benden kara toprak
Ecelimde kavuşacaksın bedenime
Saracaksın her yerimi,
Çürüteceksin lime lime
Doyacaksın etime,
Yanan bir ruh alev alev
Ve ruhuyla konuşan adam
Rahat bırak, azat et beni
Acılarımdan Kurtulayım
Sen aşk uğruna yalnızlığını terk edip
Bir ömür boyu
Azap çekmeye yemin etmedin mi?
Şimdi neden kurtulmak istersin?
Eski ve sadık sevgilimdir yalnızlık
Ona dönmek isterim…

Ey yalnızlığın ululuğunu
Sahte yaldızlı sevgilerin
Uğruna terk eden
Seni aşk kırıntıları ile besleyip
Cılız, bırakan, güçsüz kılan
Seni bir hayvan leşi gibi tekmeleyip
Karşında acımasızca gülen
Irmaklar sularla dolup taşarken
Soğuk sular içinde seninle sevişen
Kuraklık geldiğinde o diyarları
Başka serinlikler hevesiyle
İnsafsızca terk eden
Kadın uğruna
Sadık sevgilisini bırakan adam
Şimdi ne yüzle
Yalnızlığından af dilersin?
Seni terk eden şu kadından
Farkın nedir senin?

O kadın ki
Mutluluk vaat eder gözleri

Çoğu zaman Küçük bir kız gibi

Utanır yaramazlık eder

Daha çatmadan çehreni

Usulca kanatlarına girer

Bir masum bakış

Bir içten haykırış

Bir ağlamaklı göz

Senin benliğini yok eder


Elinden tutup
Çıkarır seni aşkın doruklarına

Sanırsın biz en yüksek noktadayız

Ölümsüzüz biz

Biz ayrılamayız

Tebessümle gösterir uzakları

Uçurumları seyrettirir sonra

Saçlarını salar Rüzgara
Susar susar soru sorar

Eli belinde bir şarkı söyler

Neşeyle dans eder

Gökyüzüyle Konuşur

Çimenlere bişeyler der

Sözlerden etkilen

Gözlerden medet um

Bir silik gölge

Bir hanusinasyon

Dilenci bir adamın Hayali

Lafta kalan sözler

Bir özgürlük düşü

Bir deli saçması

Uyan yerlerdesin

Tükenme ölmeyeceksin
Sen ki yalnızlığının ululuğunu
Sadakatsiz sevgiler uğruna
Feda eden adam
Düştün mü şimdi o yüksek uçurumlardan?

Ben de öyle düştüm bir kez
hakikat çılgınlığımdan aşağıya,
gün özlemimden aşağıya,
aşağıya, akşama, gölgeye çöktüm
bir hakikatten
bağrı yanık, susamış
anımsıyor musun hâlâ, anımsıyor musun, sıcak gönül,
nasıl susadığını?
sürülmüştüm
tüm hakikatten!
Sadece deli! sadece felsefik..

Sen kimsin?
Senin yolunu arayan kim?
Sen yolu aranmaya değermisin
Sen kimsin?
Bir zamanlar
Ruhlarımızın sadakatle bağlı olduğu
Çöllerde benimle kavrulmayı
Serin sularda yüzmeye yeğleyen
Tanrıçam aşk mabedim mi?
Yoksa
Şiddetli Yağmur tanelerinin
Yüzünden sıyırdığı maskenin altından

Kin dolu
nefret dolu
Yüzünü gösterip
Zehirni kusan örümceğim mı?
Kaç dostum kaç!
Yalnızlığına kaç
Aşk nameleri söylediği surata
Ardından tükürür böyleleri…


Yalnızlığım affedecekmisin beni?
Hayır! Her tarafındayken onun izleri
Kalbindeyken onun sevgisi
Beraber olamayız..
Beni gerçekten özleyince
Döneceksin geri…

Durmadan döne döne sarhoş ol şimdi
Neden ne uğruna olduğunu bilmeden
Aynı topraklara sayısız kere bas
Yokluğunun varlığını Sayıkla
Boşluklara bak
Karanlıklarla dost ol
Ümit et işkenceni uzat
Aşağılan, tekmelen
Yükseklerden yuvarlan
Sarp kayalara çarpa çarpa
Sen hayatımın merkezisin diye bağır
Dalga geçsinler seninle

Bu adam sana aşık ha?
Hayır sahtekarın teki
Beni hiç sevmedi
Felsefik felsefik konuşur sırf
Hem onun sevdiği ben değilim ki
Canım sıkıldı o kızı öldürüverdim
Onu seven Salak saf aşığın biriydi..

Öldürmek değil istediğin,
yalnızca eziyet, eziyet etmek mi?
Bana niye eziyet ediyorsun,
sen, ey acı vermekten haz duyan tanınmaz sevgilim?

Ölürsem eziyet edemezsin tabi...

Usul usul sokuluyorsun
böylesi gece yarısında?
Ne istiyorsun?
Konuş!
Üstüme geliyorsun, sıkıştırıyorsun beni,
Ha! Çok yaklaştın yanıma!
Soluğumu duyuyorsun,
yüreğimi dinliyorsun,
kıskanç seni!
neden kıskanıyorsun beni?
Git! Defol!
O merdiven de niye?
İçeri mi girmek istiyorsun,
yüreğime tırmanmak,
en mahrem
düşüncelerime tırmanmak?
Utanmaz! Tanınmaz! Hırsız!
Ne çalmak istiyorsun?
Ne gözetlemek istiyorsun?
Ne işkencesi etmek istiyorsun?
Sen ey işkenceci!
sen Cellat Sevgilim!

Ha ha!
Beni istiyordun ha? beni?
herşeyimle beni? ...
Ha ha!
Ve işkence ediyorsun bana, delisin ya işte,
gururumu kırıyorsun işkencenle?
S e v g i ver bana kim ısıtır ki beni daha?
kim sever ki beni daha?
sıcak eller uzat bana,
yürek mangalları uzat bana,
bana, yalnızların en yalnızına,
buzunu ver ah! yedi kat donmuş buz,
düşmanları bile
düşmanları özlemeyi öğreten,
ver, evet, teslim et,
ey zalim düşman
bana kendini

Kaçıyor!
Bu kez o kaçıyor,
tek yoldaşım,
en büyük düşmanım, tanınmazım benim,
Cellat Sevgilim benim! ...

Hayır!
gel geri!
bütün işkencelerinle birlikte geri gel!
Bütün gözyaşlarım
sana akıyor,
yüreğimin son alevi
seni aydınlatıyor.
Gel, geri gel,
tanınmaz sevgilim! Acım benim!
son mutluluğum benim! ...

Niçe'min De katkılarıyla..

Nietzsche&OnuR

0 yorum

Yorum Gönder