-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar

İskelet sistemi istemli (çizgili) kasların tendonlar (bağ doku) vasıtasıyla baş ve sonda bağlanarak sinir sisteminden aldıkları komutlar doğrultusunda belli yönde mekanik güç uyguladıkları ana yapıdır. Iskelet sisteminin mekanik yapısı üzerlerine bağlanan kasların uyguladıkları vektörel güç yönünde uzuvların hareketini sağlar. Çizgili kas dokusu ise sarkomerik modüllerin (aktomyosin fiberlerin) ATP (Adenosine TriPhosphate) hidrolizi sayesinde moleküler deformasyonu ile bu mekanik gücü oluşturur. Anlaşılacağı üzere kas ve iskelet sisteminin hem kaba morfolojik yapısı hemde sarkomerik modüllerin moleküler inşaası moleküler genetik mekanizmalarla kontrol edilmektedir. Bu sebeple kas-iskelet ve bağ doku yapısını veya fonksiyonunu kontrol eden genlerde oluşan anomalilere bağlı birçok genetik hastalık olması hiç şaşırtıcı değildir.

Kas ve iskelet sistemi hastalıkları bazı konjenital sendromlarda olduğu gibi yaygın (mesodermal) bir tutulum sonucu oluşabileceği gibi yanlızca belli dokuların tutulduğu daha özgün hastalıklar olarakda karşımıza çıkabilmektedir. Örneğin bağ doku yapı taşlarından bir olan fibrillin proteinini kodlayan gende oluşan mutasyonlar Marfan sendromuna, kıkırdak dokuda bulunan sülfat transportörünü kodlayan gende oluşan mutasyonlar ise diastrofik displazi hastalığına yol açmaktadır. Doğrudan çizgili kas dokusuna özgün olarak ise sarkomerik modüllerin hücre zarına ve hücre iskeletine (cytoskeleton) bağlantı noktalarını güçlendiren oldukça büyük bir protein olan distrofini kodlayan gende oluşan mutasyonlar ise Duchenne tipi Musküler Distrofi (DMD) hastalığına yol açmaktadır.

Kas ve iskelet sistemi hastalıkları, daha önce başka hastalık gruplarında belirttiğimiz gibi, klasik genetik (otozomal veya X kromozomuna bağlı) geçiş gösterebilir. Dahası myotonik distrofi hastalığında olduğu gibi bazı genetik kas hastalıkları nesilden nesile değişken penetrans gösterebilmektedir. (Myotonik Distrofi hastalığı, diğer dinamik mutasyon hastalıklarında olduğu gibi, nesilden nesile her geçişte ağırlaşan bir hastalıktır.) Bu sebeple moleküler genetik analiz burada da hem diagnostik hemde bir pre-mutasyon incelemesi olarak prognostik amaçlarla istenebilir.

0 yorum

Yorum Gönder