-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar

Eski bir yazım hoş şimdi bazı konularda daha farklı düşünüyorum ama yinede böyle bir yazımın bulunması düşüncelerimin evrimi açısından yararlı..

….Sonra ellerine baktı ve ayaklarına kollarına yoğunlaştı uzun süre.Bir çiftten fazla olmayan ya da bir teki daha olmayan organlarına.Neydi varlık? var olan neydi?Şu anda kendisine yansıyan görüntümü yoksa varlık insanın algılamasından bağımsız bir yerde miydi?Varlıkla yokluğu eşit tutmaktan vazgeçti.Güzel bir kadın gördüğünde heyecanlanıyordu .. Hatta ona güzel bir kadının varlığını düşünmek bile duygularını harekete geçirmeye yeterdi.Yokluk için bu söz konusu muydu?Hayır!Yokluğunu düşünerek heyecanlandığı bir şey düşünmeye çalıştı uzun süre.Döndü durdu kıvrandı bulamadı.Olmayınca mutlu olduğu şeyler aslında bir zamanlar var olanlar ve zaten olmaması gerekenlerdi.Bir şeyin olmaması onun varlığının türeviydi.Oysa varlık yok olmama hali değildi.Bir şey yok olmadığında o şey var demek değildi.Varlık yokluktan bağımsızdı.Varlığın varlığı sadece kendisine ve varlığının kaynağına bağlıydı.Bir madde var olduğu için var olurdu yok olmadığı için değil.Yokluk ise var olmadığı için yoktu.Öyleyse yokluk teorik olarak bir zamanlar vardı.Ve var olarak kabul edilendi.Yokluğun yokluğu varlığın varlığı gibi değildi.

Ellerine baktı tekrar.. Abaküs gibi kullandı ellerini.. Toplama çıkarma yaptı.Sayılar geçti aklindan.. Varlık için bir sayı düşündü 1,2,3 hepsi olabilirdi.Tek bir varlık düşündü sonra.Çünkü çoğul varlık 2,3,4 gibi sayılarla ifade edilebilirdi.Ve çoğul yokluk diye bir şey olamazdi.O zaman tekil varlık ele almalıydı.Yokluk genişti tümünü içerendi..Sonsuzluk gibi.Belki herşey belki hiç..1 sayısını varlık için 0 sayısını yokluk için düşündü

1+0=1 di Bir şeyin varlığı yokluğuna üstündü.Bir şeyin yokluğu sonucu değiştirmiyordu.Varlık yokluğa üstün gelmişti.Yokluk varlığa bağlıydı.Bir şeye yok demek aslında onun teorik olarak varlığını kabul etmek demekti.

Daha sonra 1 ile 0 çarpıp yokluğu elde etti.Bu elde ettiği sonuç karşısında dehşete kapıldı .İnsanın yok öleceğinin ispatıydı sanki tüm varlıkların yok olacağının matematiksel kanıtı.

Ölü bir adam düşündü Yada hiç olmamış bir hayal.Bir ikiye üçe böldü hızını alamadı.Sayıları büyüttü yine değişmedi sonuç.Yoksa yoktu ölüyse ölü neye bölersen böl ne yaparsan yap..

Sonra bir varlık düşledi yokluğa böldü.Yok kadar üleştirmek istedi.Düşündü düşündü aklı almadı sonuca varamadı.İşte yaşamın gerçeği burda gizliydi..

Sayılar…Her biri diğerinden üstün olan sayılar.Gittikçe daha da büyüyen bitmeyen sayılar.El elden üstündür sözünü kanıtlarcasına…Sayıların sonsuzluğu uzayın sonsuzluğu gibi..Ve Tanrının ebediyeti gibi..

Varlığı düşündü ve yokluğu bir kez daha.Hangisi daha zordu varlığı ispatlamak mı yokluğu mu?Hangisine ulaşmak zordu Tanrının varlığına mı Olmadığı sonucuna varmak mı?Sonra büyük bir samanlık düşündü ve içinde bir toplu iğne.Toplu iğnenin o samanlıkta olduğundan emin olunduğunda onun orda olduğunu ispatlamak için onu yerinden çıkartıp göstermek yeterliydi.
Oysa yokluğundan emin olunsa dahi ispat için tüm oda tek tek karış karış taranıp olmadığını göstermek gerekecekti.Ve hiçbir zaman yüzde yüz yokluğundan emin olunamayacaktı..Bir teist varoluşçu bir adam tam bir huzur yakalarken bir Ateist aklini yiyen sorular etrafını saran kuşkular arasında yaşamını sürdürecek manevi huzuru yakalamayacaktı..

OnuR

0 yorum

Yorum Gönder