-

| 0 yorum ]
Sponsorlu Bağlantılar

Sokrates
Ahlaksal eylemin kaynağının bilgi olduğunu savunur.
"Bilgiyle temellendirilen erdem,mutluluktur" sözüyle bilginin insani erdemli kıldığını,erdemli olan insanda iyi olana yönelerek mutluluğa erişebileceğini vurgular.Hiç kimse bilerek kötü yapmaz.Kötü eylemin bilgisizlikten kaynaklandığını,hiçbir insanın doğuştan kötü olamayacağını savunur.

Platon
İyi eylemin,"iyi ideası'na uyan eylem olduğunu savunur.İnsanın mutlu olmak için ideaların bilgisine ulaşabilmesiyle gerçekleştiğini söyler.
İdeaların bilgisine akılla ulaşabileceğinden,iyi eylemin akla dayanarak gerçekleştirebileceğini vurgular.Çünkü Platon'a göre içinde yaşadığımız nesneler dünyasında mutlak olarak adil olan,mutlak olarak iyi olan hiçbirşey bulunmaz.Bu nedenle duyulara dayanarak ahlaklılığın kesin bilgisine ulaşılmaz.

Farabi
Ona göre iki türlü varlık vardır.İlki varlığını,başka bir varlığa bırçlu olmayan,zorunlu varlık Tanrı'dır.Diğeri ise varlığını Tanrı'ya borçlu olan mümkün varlıklardır.İnsanın mutluluğu,zorunlu varlıktan çıkan ilk varlık olan "Hep Etkin Akla",akılla yönelmekle olanaklıdır.Tanrı'nın etkin alanda belirlediği iyiyi yapmak,ahlaklılığın koşuludur.

Kant
İnsanın,sağlayacı çıkarı gözetmeksizin,kendi başına iyi olanı yapması yani"ödeve uygun davranması"gerektiğini savunur.Ahlaksal eylemlerde insanın bir araç değil amaç olduğunu;ödevin belirlediği eylemin,insana saygıdan dolayı yapılması gerektiğini savunur.Yani Kant'a göre bir eylemi ahlaki yaopann,eylemi yapan kişinin niyetidir.Eylemin ardındaki ilke,eylemin kendisine verilecek değeri belirlemektedir.

AHLAK FELSEFESİ (ETHİK)

Ahlak Felsefesinin konusu insanın hareketleri,yapıp etmeleridir.İnsanın yalnızca iradeli hareketleri ahlak felsefesinin konusudur.
Ethik:İnsanın ahlaksal davranışları ile ilgili sorunları ele alan felsefe dalıdır.

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

İYİ:İnsanın yapması gereken davranışlardır.Ahlakça değerli olandır.
KÖTÜ:İnsanın yapmaması gereken davranışlardır.
ÖZGÜRLÜK:İrade ile “iyi” ve “kötü” davranışlardan birisini seçme gücüdür.
ERDEM (FAZİLET):İyi olana yönelmedir.
SORUMLULUK:İnsanın kendi eylemlerinin ya da yetki alanına giren herhangi bir olayın sonuçlarını üstlenmesidir.
VİCDAN:Tutum ve eylemlerimizin ahlakça değerli olup olmadığını yargılama bilincidir.Bir çeşit iç mahkemedir.
AHLAK YASASI:uyulması ahlak açısından gereken,genel-geçer kurallardır.
AHLAKİ KARAR:Ahlak kurallarına özgürce uymaktır.
AHLAKİ EYLEM:Ahlaka uygun davranışı gerçekleştirmedir.Ahlaka uygun eylem davranış olarak dışa yansır.Eylemin dışa yansımayan yönü ise tutumdur.
ÖRNEK:Derse geç gelen öğrencinin öğretmene gerekçeyi belirtirken doğruyu söylemesi “İYİ”,yalan söylemesi “KÖTÜ”,bu davranışlardan birini seçmesi “ÖZGÜRLÜK”,Doğru söylemeyi seçmesi “ERDEM” dir.


AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL SORULARI

1-Ahlaki eylemin amacı var mıdır?Varsa nedir?
2-Toplumca belirlenen,insana zorla kabul ettirilen eylem biçimleri gerçekten “iyi” midir?
3-İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?
4-İnsanın doğası ahlaklı olmasına elverişlimidir?
5-Tüm insanların ortaklaşa benimseyebilecekleri evrensel ahlak yasaları var mıdır?
İNSAN AHLAKİ EYLEMDE BULUNURKEN ÖZGÜR MÜDÜR?
Ahlak konusunda bazı filozoflar,insanın özgür olduğunu,bazı filozoflar özgür olmadığını savunur.
1-Özgür olmadığını savunanlar:DETERMİNİZM (gerekircilik);
Deterministlere göre, insanın irade ve eylemleri içten ve dıştan gelen nedenlerle belirlenmiştir.Bireyin içinde bulunduğu şartlar iradeyi belirler ve kişinin özgür karar vermesini engeller.Bu nedenle insan ahlaksal eylemde özgür değildir.


2-Özgür olduğunu savunanlar :

İNDETERMİNİZM (gerekirci olmayanlar);
İndeterministlere göre,insan ahlaki eylemde tamamıyla özgürdür.İnsan kendini özgür hissettiği için toplumdaki ahlak yasalarına özgürce uyar.
Bu görüşlerden her ikisi de insan gerçekleri ile bağdaşmadıklarından üçüncü bir görüş ortaya çıkmıştır.
OTODETERMİNİZM:
Otodeterministler, iradeyi ve ahlaki eylemleri bir kişilik ürünü olarak görürler.İnsan bilgi birikimini zenginleştirerek,kişiliğini geliştirerek ve aklını kullanarak özgürleşmiştir.Sonuç olarak kişiliği gelişmiş olanlar,gelişmemiş olanlardan daha özgürdür.

AHLAK YARGISINI DİĞER YARGI TÜRLERİNDEN AYIRAN NİTELİKLER
Bir iddiayı dile getiren söz dizisine yargı denir.Yargılar ikiye ayrılır;
1-Gerçeklik yargıları; Nesneler dünyasına ilişkin yargılardır.Kişiden kişiye değişmez nesneldir.”Doğru” ve ya “yanlış” olurlar.
2-Değer yargıları; Bir gerçekliği değil, bir değerlendirmeyi içeren yargılardır,özneldir.Kişiden kişiye değişir.Değer yargılarının alanı geniştir.
Mantık yargıları-“doğru”,yanlış”
Sanat yargıları-“güzel”,”çirkin”
Din yargıları –“sevap”,”günah”
Ahlak yargıları-“iyi”,”kötü” şeklindedir.
Bilim yargıları herkes tarafından kabul edilir,din yargıları (o dine inana kişilerce kabul edilir ve kişilere göre) değişmez,ahlak yargıları değişir.

ETİK’İN PROBLEMATİĞİ VE YAKLAŞIMLAR

A- KİŞİ VİCDANI KARŞISINDA EVRENSEL AHLAK YASASININ OLUP OLMADIĞI PROBLEMİ

1-EVRENSEL AHLAK YASASININ VARLIĞINI REDDEDENLER

a)HEDONİZM (haz ahlakı): Kurucusu Aristippos’tur.O’na göre haz veren şey “iyi”,haz vermeyen “kötü”dür.İnsan sadece kendi yaşadığı hazzı bilebilir.Başkalarının hazzını bilemez.Bu nedenle evrensel ahlak yasası yoktur.

b)Fayda ahlakı: Bireye yarar sağlayan davranış “iyi”,sağlamayan “kötü”dür.Yararlı olan kişiden kişiye değiştiği için evrensel ahlak yasası yoktur.

c)Bencillik (egoizm):Bencillik, başkalarını dikkate almadan sadece kendi çıkarını düşünme anlamına gelir.İnsanın yalnızca kendi “ben”ine uygun olanı “iyi”nin ölçütü sayan düşüncedir.
Hobbes’a göre insanı yönlendiren ‘kendini sevme’ ve ‘kendini koruma’ içgüdüsüdür.Bu yaklaşıma göre evrensel ahlak yasası yoktur.

d)Anarşizm: Başta devlet olmak üzere tüm baskıcı kurumların ortadan kalkması gerektiğini öne süren öğretidir.Temsilcisi Max Stiner ‘dir.Evrensel ahlak yasasını reddeder.O tüm ahlaki değerlerin bir takım soyutlamalardan ibaret olduğunu düşünür.

e)F.Nietzche :O’na göre yapılması gereken;insanlığı ahlaktan kurtarmaktır.İnsan doğasına yaraşan, güçlü,korkusuz,acımasız olmaktır.Oysa tüm ahlaklar insanın güdülerini köreltir,onu pasifliğe yöneltir.
Nietzche’ye göre;toplumda iki tür insan ve bunların oluşturduğu iki tür sosyal sınıf vardır. Birincisi Halk Sınıfı;sürü durumundadır.Din ve ahlak kuralları bu sınıf için yeterlidir.İkincisi Seçkin Sınıf;Seçkin sınıfa yakışan ahlak, insanın doğasına uygun olan,bireyci,bencil,acımasız ahlaktır.Amaç,”üstün insan”a ulaşmaktır.Üstün insan; sıradan,korkak,zayıflığı öğütleyen vicdan ahlakından kurtulup “iktidara doğru giden güç”ahlakına ulaşmakla oluşur.O’na göre “güç” enyüce iyi;yenilgi,kaybetmek,zayıflık ise kötüdür.İnsan için gerekli olan güçlü olmaktır.

f) J.P.Sartre(Existansiyalizm-varoluşçuluk): İnsanın kendi varoluşunu ancak özgürce davranarak gerçekleştirebileceğini savunur.Ancak bu özgürlük sınırsız değil,sorumlulukla belirlenmiştir.Sartre’a göre insan insanlığını kendisi yapar,değerlerini kendisi yaratır,yolunu kendisi seçer.Bu nedenle seçiminde tek başınadır ve sorumluluklar da kendisinindir.

2-EVRENSEL AHLAK YASASININ VARLIĞINI KABUL EDENLER

a)Ahlak Yasasının Varlığını subjektif (öznel) TemeldeAçıklayanlar
Bu düşünceyi savunanlara göre evrensel bir ahlak yasası vardır.Ancak bu yasa varlığını insandan,insanın özel dünyasından alır.İnsanın karşısına bir buyruk biçiminde çıkar.Dürüst ol,insanları sev,.... gibi.

1-Utilitarizm (Faydacılık) J.S.Mill J.Bentham:Onlara göre insan doğası gereği acıdan kaçınır,hazza yönelir,mutluluğa erişmek ister.Ancak kişinin mutluluğu,çevresindeki insanların mutluluğu ile ilişkilidir.Kişi mutluluğu ancak üyesi bulunduğu yarar sağlayan şeyi yapmakla bulabilir.O halde; ‘tek insan için değil,herkes için faydalı olan’ yasa olarak kabul edilmelidir.

0 yorum

Yorum Gönder